top of page

Çocuğunuza Sorumluluk Bilinci Kazandırmanın 5 Yolu

  • gelisimanalizdanis
  • 29 Oca 2024
  • 4 dakikada okunur

#izmir#karşıyaka#bostanlı#psikolog#psikolojikdanışman#terapi#seans#sorumluluk#çocuk#kişiselgelişim#sorumlulukkazandırma#oyunterapisi




sorumluluk kazandırmak

Çocuklarda sorumluluk bilinci, kendi davranışlarından, görevlerinden ve kararlarından sorumlu olma yeteneği ve isteğini ifade eder. Sorumluluk bilinci, çocukların bağımsızlık kazanmalarını, başkalarına yardımcı olmalarını ve toplumlarına katkıda bulunmalarını sağlar.


Peki çocuklarımızın sorumluluk bilincini kazanmaları için neler yapabiliriz ?


İşte Size Sorumluluk Bilinci Kazanmaya Destek 5 Yol...



1. Çocuğuna seçim şansı verin.

Çocuğa seçim şansı vermek, onların özgüvenlerini artırır, bağımsızlık duygularını güçlendirir ve sorumluluk almayı öğrenmelerine yardımcı olabilir.


Çocukların ödevlerini yapmak, kitap okumak veya odalarını toplamak istememeleri de bunların hiçbirinin kendi seçimi olmamasından kaynaklı (başka sebepler de var tabii). Çocuğuna seçme hakkı, yani özerklik vermediğinde onun motivasyonun düşmesine sebep oluyorsun.


Çocuğunuz için belirli durumlar veya aktiviteler için seçenekler sunun. Örneğin, "Bu akşam ne tür bir aktivite yapmak istersin?" veya "Bugün hangi kıyafeti giymek istersin?" gibi basit seçeneklerle çocuğunuzun kendi tercihlerini ifade etmesine izin verin.


Okul projeleri, ödevler veya etkinlikler konusunda çocuğunuza seçenekler sunun. Örneğin, bir proje konusunu seçmelerine veya bir öğrenme etkinliği için farklı seçenekler sunmalarına izin vererek katılımlarını artırabilirsiniz.


Özellikle yemek zamanında, çocuğunuza menüden seçenekler sunarak kendi yemek tercihlerini belirlemelerine izin verin. Bu, onların beslenme konusunda sorumluluk almasına ve kendi tercihlerini ifade etmelerine yardımcı olabilir.


Çocuğunuzun sosyal becerilerini geliştirmek ve arkadaşlarıyla etkileşim kurmasına yardımcı olmak için, sosyal aktiviteler veya oyunlar konusunda seçenekler sunun. Örneğin, "Arkadaşlarınla bu hafta sonu hangi aktiviteyi yapmak istersin?" gibi sorular sorarak çocuğunuzun kendi sosyal planlarını yapmasına izin verin.



2. Aile Yapınıza Dikkat Edin.

Çocuğuna sorumluluk duygusu kazandırabilmenin temelinde “demokratik aile” olmak yatıyor. Demokratik aile yapısına sahip olmak içinse senin ve eşinin evinizdeki sınırları net bir şekilde çizmeniz gerekiyor, böylece düzen kavramını oluşturmuş oluyorsunuz. Bu sınırlar içerisinde çocuğunuza seçme hakkı tanıyarak da ona özerklik veriyorsunuz.


Sınırların net olduğu ailelerde çocuklar, kendilerini güven içinde hissediyor ve seçme hakkına sahip oldukları için de bir birey olarak gelişiyorlar. Bu yapıyı kendi ailende oturttuğunda anne-babasından korkmayan ve bu sayede gizli işler çevirmeyen, güven bağlarının güçlü olduğu bir ilişki kurmuş oluyorsunuz.



3. Düzen Kurun.

Yapmanız gereken ilk şey, çocuğunuza özerklik alanlarını belirterek ona net bir çerçeve çizmek. Sosyal yaşamınızdaki düzen, anne-baba olarak çocuğunuzla ilişkiniz, ebeveyn davranışlarınızın tutarlı ve tahmin edilebilir olması gerekir.


Örneğin; bir evde yemek saatleri düzenli değilse, çocuk aç kalma ihtimaline karşı sürekli bir şeyler atıştırır ve bu durum düzensiz beslenme alışkanlığına sebep olur. Fakat aksi durumda çocuk ne zaman ne yiyeceğini bilirse, aç kalma endişesi yaşamaz ve işlerine odaklanabilir. Kısacası sosyal yaşamın düzensiz olduğu bir ortamda, çocuğunun odasının düzenli ve oyuncaklarının toplu olması gibi fiziksel düzeni sağlayıcı şeylerin hiçbir manası olmadığını bilmen gerek.


3.1. Tutarlı davranışlar

Anne ve baba olarak çocuğunuza karşı ortak bir diliniz olması çok önemli. Bunu bir nevi ekip işi gibi düşünebilirsin. Aynı durumlara farklı tepkiler verip, farklı durumlara aynı tepkileri göstermeniz durumunda çocuğunuz için evde bir düzensizlik oluşur.


3.2. Kurallar

Düzeni sağlayan en önemli mekanizma kuşkusuz kurallar. Net davranışlarda bulunduğunuz, “Bizim ailede yalan söylenmez.” gibi prensipler edindiğiniz, anne-baba olarak yatma saati vs. gibi konularda ortak davranışlarda bulunarak hemfikir olduğunuz ve tüm bunları yavrunuz için mantıklı görünen bir şekilde sağladığınız takdirde çocuğunuza güvenli bir sınır çizmiş olursunuz.


Belirlediğiniz kuralların “Bu kuralın amacı ne?” sorusuna mantıklı bir cevap vermesi çok önemli. Örneğin; “Yemek yenmeden önce tatlı yenmez.” gibi bir kural koydunuz. Bu kuralın amacı ne? Çocuğunuza yemek yedirmek. Bu durumda çocuğunuz yemek yemediğinde tatlı da yiyemiyor ve kendini cezalandırılmış hissediyor. Eşinizle böyle kontrolcü ve mantıksız görünen kurallardan kaçınmalısınız.


3.3. Rutinler

Çocuğunun kendini güvende hissetmesi ve düzeni sağlamak için gerekli olan bir diğer şey, birlikte rutinlerinizin olması. Mesela eşinin her pazar çocuğunuzla oyun oynaması, yatmadan önce çocuğunuza kitap okumanız, her hafta sonu aile büyüklerini ziyarete gitmek veya akşamları yatmadan önce birlikte dişlerinizi fırçalamak gibi.



4. Kendi Problemlerini Çözmesine İzin Verin.

Çoğu aile çocuğunun problemini ödül, kızma, tehdit ve ceza gibi yollarla çözmeye çalışıyor. Sorunları her zaman kendisi çözüp çocuğuna hiçbir sorumluluk vermeyen aileler de var. Bunlar son derece yanlış tutumlar.


Sen çocuğunun sorununu ne kadar kendin çözmeye çalışırsan, çocuğun da sorumluluktan o kadar kaçar. Ayrıca bu davranışınla onun kendisini güçsüz hissetmesine de sebep olmuş olursun.


Örneğin, çocuğun ödevini yapmadı ve öğretmen seni okula çağırdı. Sen de öğretmenle çocuğunun sorununu konuşup çocuğuna kızdın. Böyle bir durumda yapman gereken, öğretmenin sorunu çocuğunla çözmesini sağlamak. Yani sorumluluğu çocuğuna vererek “sen bir bireysin” mesajı vermek önemli.


5. Yaptığı Hataların Bedelini Gösterin.

Bedel ödemek cezadan çok farklı. Ceza, dışarıdan verilen bir yaptırımken bedel, davranışların doğal sonucu.


Örneğin, çocuğun yemek yemedi ve bu nedenle sen de ona tatlı vermedin. Bu bir bedel değil; ceza olur. Ancak çocuğun yemek yemediği zaman acıkınca yemeği kendisi hazırladığında ya da bir sonraki yemek saatine kadar aç kaldığında bir bedel ödemiş olur.


Yemekten sonra gelen çocuğuna, sert bir ses tonuyla, “Yemeği kaçırdın, aç kalacaksın!” dersen bunu bir ceza olarak algılar. Yumuşak bir ses tonuyla “Kızım/oğlum biz yemeği yedik, şimdi hazırlayamam. Sen git yemek saatini bekle ya da kendin hazırla.” dersen çocuğun bunu ceza olarak algılamaz.


Sonuçta amaç, çocuğunun acı çekmesine sebep olmak değil; ona sorumluluk almayı öğretmek. Yukarıdaki örnekte dikkat ettiyseniz, bir sonraki yemek saatinden söz ettik. Bir bedel ödetmek için öncelikle kurallar belirlemen gerekir (yemek saati gibi). Çünkü kuralı belirlenmeyen bir davranışın bedeli olmaz.











Referanslar:


1-Çocuk, S. B. G. B. SORUMLULUK BİLİNCİ.


2- TAŞDEMİR, M., & DAĞISTAN, G. (2014). ÇOCUKLARA SORUMLULUK KAZANDIRMADA EBEVEYNLERİN BHTG YAKLAŞIMINI UYGULAMA DURUMLARI: BİR DURUM ÇALIŞMASI. Electronic Turkish Studies, 9(8).


3-Sorumluluk bilinci nasıl gelişir? (n.d). Erişim adresi https://topkapgihaber.com/sorumluluk-bilinci-nasil-gelisir/

 
 
 

コメント


bottom of page